Gerçek adı Bilgin Özçalkan olan Ceza (Keskinkılıç) 1977'de İstanbul'da doğdu. Birkaç yıl sonra televizyonda, uzun yıllar hatta belki de hayatı boyunca unutamayacağı görüntülerle karşılaştı. TRT'nin tek kanal olduğu dönemlerde televizyonda break dans filmleri oynuyordu. O filmlerdeki müziklerden ve danslardan çok etkilendi. Gelecekte ona hayatını kazandıracak olan bu müziğin adının rap olduğunu bile henüz bilmiyordu...
İlkokulda bir arkadaşı aracılığıyla Run DMC'yi tanıdı. Birkaç yıl onu dinleyerek bu tarza ısındı. Farklı materyaller aldı, araştırmalar yaptı ancak 90'ların başında tek tük albümlerle idare etmekten başka çaresi yoktu. Sonra 93-94'te Grup Vitamin fırtınası esmeye başladı. O dönemde Amerika'daki rap anlayışı da Grup Vitamin'in mizah için yaptığı müzikle aynıydı. Ceza bu yüzden onu rap olarak dinledi. Artık kendisi de bir şeyler üretebilirdi. 1995 yılında Cartel'in çıkıp büyük beğeni toplamasıyla kendini motive etti ve Türkçe rap icrasının mümkün olduğunu görüp stüdyo çalışmalarına başladı.
97-98 yılında konserler verdi. Uluslararası bir partide Tarık Gamert (Dr. Fuchs 'Sihirbaz') ile tanıştı ve 1998'de Nefret grubunu kurdu. Ertesi yıl Tunç Dindaş'ın çıkardığı Yeraltı Operasyonu'nda yer aldı. 2000 yılında Hammer Müzik'le anlaşıp "Meclisi Ala - İstanbul" albümünü çıkardı. 2001 yılında "Anahtar" albümü geldi.
Dr. Fuchs'un askerlik görevini yerine getirmek için ayrılmasıyla Ceza ilk solo albümü olan "Med Cezir"i çıkarttı. Albümle aynı adı taşıyan parçaya profesyonel bir video klip çekildi. Sirhot, Funky C ve Mic Check gibi önemli isimlerle birlikte şarkı söylediği albümle iyi bir çıkış yakaladı. Bu süreç içinde sayısız konserler verdi, Yabancı MClerle çalıştı. kısa sürede tarzın dinleyecilerinin ve organizatörlerin aradığı bir rap icracısı oldu.
J&B Techno Festival, Massive Attack Konseri ve H2000 gibi büyük organizasyonlara katılan Ceza, Hip Hop Oscarları'nda 'En İyi Albüm', 'En İyi Şarkı' ve 'En İyi Rap İcracısı' dallarında 3 ödül birden alarak büyük başarı elde etti.
Ceza en büyük çıkışlarından birini de 2004 yılında gerçekleştirdi. En büyük rock müzik organizasyonlarından biri olan RockIstanbul'da sahne almasının yanısıra popüler müziğin önemli isimlerine rap vokalleriyle katılma başarısını gösterdi. Burcu Güneş'in "Ay Şahit" adlı yeni albümünde yer alan "Sahilden" şarkısında Güneş'e eşlik eden Ceza, etkileyici sesi ve başarılarla dolu geçmişiyle Türkiye'nin en iyi kadın vokallerinden biri olan Candan Erçetin ile birlikte de şarkı söyleme şansına erişti. Sanatçının "Melek" albümünde bulunan "Şehir" adlı parçada Ceza'nın başarılı vokallerini duymak mümkün...
Bu iki önemli ismin ardından ünlü müzisyen Mercan Dede'nin albümünde de yer aldı genç rapçi. Özgün tarzıyla büyük beğeni toplayan Mercan Dede, "Su" albümünde Ceza'ya da yer verdi.
Ceza'nın "Anahtar" albümünde iki şarkıya gitarıyla katılan Comma'nın gitaristi Barış, grubun yeni albüm çalışmasında Ceza ile birlikte bir şarkı seslendirecek.
Ceza, sözlerinde hayatın gerçeklerini, insanların yaşadığı problemleri ve devletin olumsuz hareketlerini anlatıyor. Genellikle protest ve politik... Politikacıların davranışlarıyla ilgili eleştiriler, Türkiye'de magazinin ön plana çıkmasıyla ilgili üstü kapalı göndermeler ve dahası, tepki toplumu olmanın çok uzağında gördüğümüz ülke insanının sesini yükseltmesi gerektiğine de işaret ediyor aslında.
Ceza, Esquire dergisiyle yaptığı röportajda birbirinden ilginç açıklamalar yaptı. Albümlerinde şarkı sözlerini, müzikal çalışmalar tamamlandıktan sonra yazdığını ve bunun çok kısa bir sürede gerçekleştiğini söyleyen Ceza, hip hop ve rap'in aynı olarak algılanmasına da tepki gösteriyor, "Hip hop'u bir ağaç olarak düşünürseniz, rap onun dallarından biridir" diyor...
Yurtdışındaki sonsuz imkanların burada olmamasını üzülerek anlatsa da sahip olduğu şartlarda çok iyi işler yaptığını düşünüyor ve Türkiye'de rap müziğin bir numarası olduğunu iddia ediyor. Aldığı tepkiler ve kısa sürede elde ettiği büyük başarılar bunun kanıtı niteliğinde...
Türkiye'de kendi alanında büyük başarılara imza atan Ceza, uluslararası alanda da başarıyı hedefliyor. Disiplinli çalışıp tarzındaki özgünlüğü korursa onu daha iyi yerlerde izlememiz kaçınılmaz görünüyor...
Sagopa Kajmer
Asıl adı Yunus Özyavuz dur. Silahsız Kuvvet takma adını da kullanmıştır. 1978 Samsun doğumlu. 1997'de üniversite için geldiği İstanbul'da Fars Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olmuş. Bu süreçle birlikte müzikle ilgilenmiştir. Kendine ait bir rap tarzı vardır. Dj Mic Check olarak da tanınır Türkiye'de turntablizm akımının öncülerindendir. İlk scratch atan ve bunu gerçekten çok iyi yapan dj'dir.Farklı kişilik tarz , stil ve akımlarıyla rapin öncüsüdür diyebiliriz.
Yunus Özyavuz 1978 Samsun doğumlu.
İlk olarak Samsun'da yerel radyoda dj'lik yapmaya başladi.
1997'de üniversite için geldiği İstanbul'da İstanbul Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olmuş.
1998 de kendi müzik studyosu KUVVETMİRA'yı kurarak müzik çalışmalarına başladı. 1999 yılında çeşitli sanatçıların yeraldığı ilk türk rap albümü "Yeraltı Operasyonu"albümünde ilk projesi olan "SİLAHSIZ KUVVET" ismiyle yer aldı ve en fazla dikkati çeken kişi oldu. 2001 yılında ilk albümü SILAHSIZ KUVVET "Sözlerim Silahım" çıkardı. 2002 yılında ikinci albüm SILAHSIZ KUVVET "İhtiyar Heyeti"çıktı . 2002 "SAGOPA KAJMER"i yarattı.İsmiyle aynı adı taşıyan bir albüm çıkardı. 2002 yılında CEZA "Med Cezir" albümünün produktorlüğünü yaptı.Albümün tüm müziklerini kendisi yaptı. 2003 yılında yeni albümü "Bir Pesimistin Gözyaşları" albümünü tamamladı ve 2004 yılında double olarak 150 dakika süren bir albüm piyasaya çıkarttı.Yepyeni bir ses yaratarak büyük dikkat çekti.
2000 ve j&b festivallerinde dj'lik yaptı.Yurt dışında çeşitli yerlerde Dj'lik yaptı. 2006'da Sagopa Kajmer cok sevdigi Kolera'yla birlikte MELANKOLIA MUZIK /KUVVETMIRA HEADQUARTER plak şirketini açmiştir
12 Mayıs 2006 tarihinde yapılan Kral TV Video Müzik ödüllerinde 2005 yılının en iyi klibi olarak Sagopa Kajmer'in Vasiyet klibi seçilmiştir.Kral Tv'Müzik ödüllerinde bir rap parça ilk kez ödül almaktadır.
28 Haziran 2006 tarihinde MELANKOLIA MUZIK /KUVVETMIRA HEADQUARTER plak şirketinden ilk albüm "Kafile" ismiyle piyasaya çıkmıştır.
1 Ağustos 2006 da Kolera (Esen Güler) ile evlenmişlerdir.
kimliğiyle "PESİMİST UNDERGROUND RAP" tarzını oluşturmuş , müzik kalitesi ,söz zenginliği ve etkileyici sesiyle kendisini birçok değişik kitleden insana kanıtlamıştır.Sagopa Kajmer kendine has tarzıyla Türkiye'deki rapçiler arasında en farklı rapçidir.
Yurt dışından sanatçılara da altyapı müzikler hazırlamıştır. A/K/A yerine mahlas kelimesinin kullanımının önderliğini yapmıştır.
Kimilerine göre dünyanın en iyi rapcisidir.
İSTANBUL ATTACK
*2000 senesinde İstanbul'daki iyi mc'leri bir araya toplamak için Fuchs'un başlatığı projeydi.Grubun şu anki elemanlarının kendi çalişmaları dolayısıyla 2005 yılına kadar sarktı. Dünyanın en güçlü ve en kalabalık %100 Türkçe ve son hız eğlenceli gerçek rapi yansıtan tek Türkçe rap grubu....Hareketli alt yapıları vokallerinin ahengiyle tüm festivallere ve öncelikle Türkiye'yi raplemeye hazırlanıyorlar...
Ege Çubukçu
12 Dev Adam’ın 13’üncüsü olsa, herhalde o da Ege Çubukçu olurdu. 23 yaşında, müziğe, özellikle de hip-hop’a gönül vermiş, kocaman bir adam Ege Çubukçu. Uzun zamandır müzikle uğraşmasına rağmen kendisini ilk kez ‘Hey DJ Feat Ayşe Hatun Önal’ klibi ile tanıdık. Malumunuz hip-hop ve rap dünyası daha çok protest sözler üzerine ilerliyor memlekette. Lakin Ege Çubukçu daha çok eğlence dünyalarında geziyor. Bunun sebebi, Çubukçu’nun İzmirli oluşu. İnsanların, “Ege neden eğlence parçası yapıyor?” sorusuna, Çubukçu’nun verdiği cevaba gelince: “Aslında sosyal sorumluluk içeren parçalar da yapıyorum ama yaşadığım şehirde, sosyal sorumluluk; gençlere neden daha fazla halı saha yapılmıyor tarzında olabilecek bir şeydir. Ya da saat ikide neden barlar kapanıyor şeklinde.”
Çubukçu, doğal olarak artık İzmir’de değil, İstanbul’da yaşıyor. “Bu durumda sözler değişecek mi?” sorusunun cevabıysa şöyle: “ Mutlaka farklılaşır. Bunu bir sonraki albümde göreceğiz. İzmir’den, Adana’dan, Urfa’dan İstanbul’a gelenlerin hayatlarını anlatan Göçmen diye bir parça yaptım mesela.”
Çubukçu’nun Ayşe Hatun Önal’la nasıl buluştuğuna gelince, buradaki anahtar isim, yaptığı düzenlemelerden tanıdığımız Erdem Kınay. Ayşe Hatun’un, ‘Kırıcan mı Belimi?’ parçasının düzenlemeleri de Kınay’a ait. Sonuç itibarıyla Çubukçu, pek beğendiği Kınay sayesinde Ayşe Hatun’la tanışıyor ve birbirleriyle anlaşınca oturup birlikte ‘Hey DJ’i yorumluyorlar. “Ayşe Hatun’un, ‘Kırıcan mı Belimi’ parçasını beğendiniz mi?” sorumuza, “Alt yapıyı beğeniyorum. Sözlerini anlamadığımız yabancı parçalarda da farklı bir şey yok. Oramı çektirsene, buramı tutsana vs. Önemli olan müzik ve sözlerin dikkat çekici olması” diyor Çubukçu. ‘1 Gün’deki sözlerin nasıl yazıldığına gelince; “Yaşadığım şeyleri kısa sürede yazmam gerekiyor. Yaşamadıklarımı yazamıyorum. Eğlenceli bir gece geçirdiysem, birine âşık olduysam, bütün deneyimleri yazmam gerekiyor. Geriye düzenlemesi kalıyor” diyor Çubukçu. Bu tarif tastamam MTV’de bolca gördüğümüz boynu altın zincirli, cakalı arabalı hip-hop’çılardan işittiğimiz müziğin tarifi. Ege’nin de yapmak istediği buymuş zaten. “Neden ABD’de çıkmış bir şeyi alıp Türkleştireyim ki, sonuçta en kalitelisi orada yapılıyor. Aynı kalitede müziği burada yapmak istedim. İnsanlar 50 Cent yerine beni dinlesinler istedim” diyor Çubukçu.
50 Cent gibi insanların nasıl eğlendiklerini MTV’den pek sık görüyoruz. Ege’nin eğlence hallerine bakarsak da, doğal olarak karşımıza hip-hop kültürü çıkıyor. Hip-hop’ta eğlenmek demek, adı üzerinde dans edebilmek demek. Keza hip-hop’ın anlamı, “kalçanı salla”. Bir de kızlarla yakın temas dans var elbette. Bu durumu, “Mutlaka bir kız arkadaşın olmak zorunda. Evde oturup internette gezmekle olmaz. Sokağa çıkıp o kızı bulmak zorundasın. O kıza âşıksan, o kız seni üzdüyse, ‘Lütfen beni affet’ diye kucağına yatmamak zorundasın. Cool olup, ‘Tamam, sen bilirsin’ demek gerek” diyerek açıklıyor Çubukçu. Kısaca, isyankâr da olsan, bir serin duruş göstereceksin hip-hop âleminde. Bir de zaman sorunu var. Bu yüzden tercih edilen yemek çeşidi genelde fast-food. “Peki siyahlar eskiden isyankârken, neden şimdi, ‘Para bende, kadın bende vs.’ tribine girdi sizce?” diyoruz Ege’ye. Cevap: “Türkiye’de 50 Cent’e neden böyle müzik yapıyor diye kızıyorlar. Adam bundan önceki zamanda yaşadıklarını zaten anlatmış. Şimdi de zengin olmuş ve bu ruh halini anlatıyor. Her gece başka bir bar, 50 odalı malikane vs. Ne yapsın?” Ardından, “Sizin para durumlarınız nasıl?” sorusu geliyor. “Benim kalbim zengin. Aslında zengin arkadaşlarım da, fakir arkadaşlarım da oldu. Sokakta yaşarken bile eğlenmeyi biliyordum. Cebimde para olmadan Dom Peringnon da içiyordum” diyor Çubukçu. Doğal olarak şaşırıp “Nasıl oluyor o?” diye soruyoruz. Şöyle: “Oturduğun yerden kalk, sokağa çık, sosyal ol, insanlarla tanış, çevrede mutlaka öyle insanlar olacak. Hayat sokakta, sokağa çıksana.” |